5.7.10

kuala lumpur

bir grub genç kadıköy'de patsosis keyfindelerken biri, birine iştahla çiğnediği patates dolu ağzından güçlükle de olsa duyulabilen bir tonda, büyük bir sessizliğin ardından fırtınalı bir soru sorar:
- söylesene ..
- sorsana.
- kuala lumpur nerenin başkenti ?
sessizlik bir çığ gibi büyür ve patatesçi adam kulak misafiri olduğu bu soruyu duyduğunda servisinde anlık travmalar yaşar. soruyu son anda yakalayan siparişi iadeden dönen motorsikletli servis elemanı olayın geriliminden hızını alamayıp yere kapaklanır. masadaki gençlerin her biri sorunun kendilerine gelmemiş olmasını umarak sükutla ve tedirginlikle kalakalırlar. fakat sorunun sahibi kurbanını göz temasıyla yakalamıştır. ketçabı en bol yerinden aldığı ısırıkla gözlerini dikmiş ısrarla cevap beklemektedir. bir süre sonra beklenen yanıt gelir:
- bilmiyorum.
gerilim masanın bacaklarına kadar yapışıp, karabiber kabının iliklerine kadar işler. garsonlardan bir diğeri şuursuzca break dans yapmaya başlar. servis görevlisi menü kağıdına mayonez döküp ağızına götürür. ayranından bir fırt daha alan soru sahibi başını kınayıcı biçimde iki yana sallayarak:
- kusura bakma ama çok cahilsin,
der. diğerlerine döner. yeni kurbanını aramaya tam girişecekken diğerleri hemen gözlerini kaçırır. bu kez soruyu ortaya atarak herkese genelleştirme yoluna girer lumpurelya'lı koala.
- kuala lumpur nerenin başkenti ?
''ebenin'' der herkes içinden ama bir yanıt duymadan bırakılmayacaklarını anlarlar.
- bilmiyorum.
- bilmiyorum.
- bilmiyorum.
- buna inanamıyorum,
der soru sahibi entellektüel koala.
patsosis dünyasının duyabileceği en mühim mekan içi cevap olarak tarihe geçecek türdendir soru. yoğunluk artar, sıcaklık bastırır, mekanın basıncı fırlar. cevap gelir:
- malezya'nın.
gelmekle kalmaz,
- bunu nasıl bilemezsiniz!
yetinmez de:
- hiç yakıştıramadım!
ohaa!!
- ortaokul çocukları bilir.
müşteriler çığlıklar atıp kaçarlar, garsonlar break dans'a iyice kaptırmışlardır. sipariş iadeci motoruyla hızla uzaklaşıp en yakın burger king'e kaçar. soru muhattapları kilitlenmiş vaziyette kalmışlarken, lumpurcu hesabı ödemek için kalkar ve korku dolu gözleriyle onu bekleyen mekan sahibine yaklaşır. mekan sahibi lisede ezberlemeye çalıştığı tüm coğrafi bilgileri çabucak zihninden geçirmeye başladığında her şey için çok geç olduğunu anlar. son bir çabayla birşeyleri aklında tutar: paris-fransa, londra-ingiltere, niv york-amerika ..hayır hayır vaşington-amerika, allahım! allahım! geliyor, son bir tane daha, lütfen, budapeşte-macaristan .. tamam, bismillah..
koala yaklaşır gözlerini diker ve sorar:
- bir sosisli, bir ayran ne kadar ?
terli ve titrek mekan sahibi bir çırpıda cevaplar:
- italya!